Türkiye'de Turizm
Turizm sektörü, dünyada ve ülkemizde doğa, özgü kimlik ve aktif tatil arayışının giderek arttığı yeni bir süreç içine girmiştir. Ülkemiz sahip olduğu çok zengin doğal değerler ile doğa sporlarına yönelik büyük bir potansiyelide bünyesinde barındırmaktadır. Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili bir yarımada şeklindedir ve kıyı turizmi açısından oldukça önemlidir.
Tarih, kültür ve olağanüstü doğal güzelliklerin içiçe yaşandığı Türkiye, bu özelliklerini günümüze kadar devam ettirebilmiş dünyanın ender turizm cennetlerinden biridir. Dört mevsimin tüm özelliklerinin her zaman yaşanabildiği yöreleri, yeşil ormanları, kayak sporuna elverişli karlı dağları, temiz denizleri, kumsalları, kaplıcaları, konuksever insan dokusu ve dünyanın üç ünlü mutfağından birine sahip olması bakımından da ayrıcalıklı bir ülkedir.
Ülkenin özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde, yaz turizmi oldukça ileri seviyededir. Karadeniz kıyılarında sınırlı ölçüde yaz turizmi, yüksek yerlerde ise yayla turizmi gelişmiştir. Bu bölgelerde yeterli altyapı hizmetleriyle birlikte modern turizm tesisleri oluşturulmuştur. Yaz turizminin en yoğun olduğu tatil beldeleri arasında Antalya, Alanya, Marmaris, Kuşadası, Bodrum, Fethiye ve Kaş gibi merkezler bulunmaktadır. Ülkenin yüksek yerlerinde ise yayla turizmi her geçen gün önemini artırmaktadır. Yayla turizminin en fazla geliştiği yöreler arasında Trabzon, Giresun, Rize, Ilgaz, Bolu ve Abant yer almaktadır.
Ülkenin en çok turist kabul eden şehri Antalya'dır. Antalya kapısından yurda gelen turistlerin sayısı 2001 yılında 4 milyon 200 bini aşmıştır. Ülkenin en fazla turist kabul eden ikinci şehri ise İstanbul'dur. Bu şehirleri Muğla, Edirne, İzmir, Aydın ve Ankara takip etmektedir.
Turizmin son yıllardaki hızlı gelişiminde en önemli faktör, belgeli tesis ve yatak kapasitesindeki artıştır. Nitekim son yıllarda turistik tesislerin geliştirilmesi ile ilgili çalışmalar hız kazanmıştır. Ülkede 2001 yılı itibariyle turizm işletmesi belgeli olarak faaliyet gösteren tesislerin sayısı 1.240, bu tesislerin yatak sayısı ise 230.248’dir. Turizm yatırım belgeli tesislerin sayısı ise 1.980 olup, bu tesislerin yatak sayısı ise 364.779’dur. Bunun yanı sıra kaplıcalar, apart-oteller, golf tesisleri, mola tesisleri, eğitim ve uygulama tesisleri, oto karavan turizm kompleksleri ve uygulama otelleri gibi modern kuruluşlar da Türk turizmine hizmet vermektedir. Antalya, ülkede bulunan turizm tesisleri bakımından da ilk sırada yer almaktadır. Antalya'yı Muğla ve İstanbul izlemektedir.
Ülkeyi ziyaret eden turist sayısı ve turizm gelirlerinde sağlanan sürekli artışlar, sektörde istikrarlı bir gelişmenin olduğunu göstermektedir. 2002 yılında Türkiye’yi ziyaret eden turist sayısı 13.247.000'dir. Net turizm gelirleri ise, 8.5 milyar ABD Doları değerindedir.. Dünya Turizm Örgütü tarafından hazırlanan "Turizm: 2020 Vizyonu Avrupa" konulu çalışmada, Türkiye'nin 2020 yılında, bölgesinde Fransa, İspanya ve İtalya'dan sonra 4. ülke konumuna geleceği ve aynı yıl turizmden elde edeceği gelirin 40 milyar ABD Doları'na yükseleceği tahmini yapılmaktadır. Türkiye’nin 2020 hedefi ise, 60 milyon ziyaretçi ve 50 milyar ABD Doları değerinde turizm geliridir.
Türkiye'nin dünya ekonomisiyle bütünleşme yolunda son yıllarda en başarılı olduğu sektör turizmdir. Bu başarıyı dikkate alan Türkiye, sahip olduğu bu potansiyeli iyi değerlendirerek, uluslararası turizm gelirinden daha fazla pay alma yolunda turizm politikalarını yeni bir anlayışla gözden geçirmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı, turizm endüstrisini etkileyen tüm faktörleri dikkate alarak yeni pazarlama stratejilerini harekete geçirmiştir.
Dört mevsimin birarada yaşandığı Türkiye, dünyanın ender turizm cennetlerinden biridir.
Bu stratejilerin en can alıcı ayağı olan tanıtımda da ciddi atağa geçmiş ve tanıtım kampanyalarını farklı coğrafyalardaki 40 ülkede 23 yurtdışı büro aracılığı ile yoğun olarak başlatmıştır. Kampanyalardaki yaklaşımın temelinde "farklılıkların kucaklaşması" teması vurgulanmaktadır. Bu vurgunun yakalanmasında Türkiye'yi rakiplerinden ayıran en önemli özellikler dikkate alınmıştır. Bunların başında Türkiye'nin Asya ve Avrupa kıtaları arasındaki köprü konumundan kaynaklanan doğa, tarih ve kültür zenginliği ile çeşitliliği gelmektedir.
Birarada yaşatılan bu farklılıkların zenginliği, Türkiye'nin her köşesine doğal, kültürel, sanatsal, estetik ve folklorik çeşitlilik olarak yansımaktadır. Bu gizemli ve baş döndürücü karmaşa, bu çok sesli ve çok renkli kültür bir karşıtlık değil, bir kucaklaşma kültürüdür.
Turizmin çeşitlendirilmesi kapsamında ayrıca yat, golf, termal ve sağlık, kış ve dağ sporları, yayla, mağara, doğa yürüyüşü (treking), akarsu sporları (rafting), sportif olta balıkçılığı ve avcılık, kuş gözlemciliği gibi pek çok turizm alanına ilişkin projelerle de etkin faaliyetlerde bulunulmaktadır.
Türk Mutfağı. Gastronomi uzmanlarına göre dünyanın en zengin mutfakları; Türk, Fransız ve Çin mutfaklarıdır. Yiyecek ve içecek maddesi kaynaklarının bolluğu ve çeşitliliği, ülke turizminin ayrılmaz bir parçası olarak görülen Türk mutfağının zenginliğinin başlıca sebeplerinden biridir. Aynı zamanda tarih boyunca çok çeşitli milletlerle içiçe yaşamış, yiyecek ve içecek kültürü alışverişinde bulunmuş olması da ülke mutfağını zenginleştiren bir başka etkendir. Türkiye'nin çeşitli yörelerinde yüzlerce çeşit yemek yapılmakta, tüm bölgelerde ve illerde beslenme kültürü ile yemek çeşidi ve pişirme teknikleri de büyük farklılıklar göstermektedir. Her yörenin kendine özgü tanınmış kebaplarının yanı sıra, hamur işleri ve sulu yemekleri de çok yaygındır.
Güney Ege İzmir, Çeşme, Ayvalık, Kuşadası, Bodrum, Datça, Bozburun, Marmaris, Göcek, Fethiye, özellikle Akdeniz sahillerimiz Kalkan, Kaş, Finike, Kemer ve Antalya, Mersin doğa harikası kıyılarımızdır.
Akdeniz, Ege Denizi, Karadeniz ve Marmara Denizi yatçıların her gece değişik, özel demir atacakları koy, körfez ve plajların hazinesidir.
Yatçılık Türkiye'de oturanlar ve ziyaretçiler için popüler bir etkinliktir. Geçen kırk yılda sanayi gelişme göstermiş, İstanbul ile Antalya arasında kıyı çizgisi bugün çok sayıda Marino ile doludur. Bunlar muhimmat, önemli tatil merkezi ve güvenli limanlarda kıyıya çıkma imkanı sağlamakta ve eğlence mahalleri oluşturmaktadırlar.
Türkiye'nin en donanımlı marinaları güney Ege ve Akdeniz kıyılarında İzmir, Kuşadası, Bodrum, Datça, Bozburun, Marmaris, Göcek, Fethiye, Kalkan, Kaş, Finike, Kemer ve Antalya'da yer almaktadır. Bu limanlarda, yatçılar gereksinim duydukları hizmet ve mühimmatı bulabilmektedirler.
Antalya, Dalaman, İzmir ve İstanbul havaalanları tüm Türk marinalarına süratli bağlantı kurabilmektedir. Bodrum, Bozburun, Marmaris, İstanbul, ve Karadeniz kıyılarındaki tersaneler'de inşa olunan bu gemiler, motorlarıyla birlikte tam deniz aracı teçhizatıyla donatılmaktadırlar. Guletlerdeki yolcu sayısı geminin boyuna bağlı olmakla birlikte, çoğu sekiz ile oniki kişi barındırabilmektedir.
Bu gemiler yolculara müstakil konaklama sağlayabilmekte, kiralandıklarında hizmet ve eğlence satın alabilmektedir. Modern Guletler evin tüm konforuyla donatılmış olup kendinize tümüyle hoş vakit sağlayacağınız bir çevreye özendirmektedir.
Mürettebatsız kiralama, Türkiye'de yeni bir yat kiralama yöntemi olarak başlanmıştır. Yelken açmadan önce, mürettebatsız kiralama şirketleri müşterilerine çevrenin özellikleri, hava koşulları, mühimmatın nereden temin olunacağı, tehlike anında ne yapılacağı ve benzeri konularda bilgi verirler.
İzmir şehri, gemi ve yatların devamlı dolaştığı dar ve uzun bir körfezin başında yer alır. İklimi ılımlıdır ve yazın sürekli serinletici deniz meltemi güneşin ısısını yumuşatır. Palmiye ağaçlı yollar ve rıhtıma paralel caddeler arkasında yatay balkonlarıyla şehir civardaki dağ yamaçlarını zarif şekilde devam ettirir. Kozmopolit ve canlı şehir, galeriler, tiyatrolar ve kültür olayları İzmir'e özel bir hareketlilik kazandırır.
Levent Marina bir yatçılık macerası başlatmak için uygundur. Urla iskelesinde kıyıyı dolduran küçük adalarda güzel plajlar ve demir atıldığında aletli ve aletsiz dalınacak, yüzülecek şahaser köşeler mevcut bulunmaktadır. Karaburun'da güzel oteller, çay bahçeleri ve balık lokantaları güzel dağ dekoru ve berrak temiz su arasında yer almaktadır. Çeşme Yarımadası adını bu bölgedeki çok sayıda su kaynağından almıştır. 16. yüzyılda Osmanlılar tarafından restore edilip genişletilen 14. yüzyıl Cenova Kalesi, küçük Çeşme limanına hakim konumdadır. Çeşme civarında Büyük Altın Yunus Setur Marina kompleksi ve Ilıca Dalyan'daki Çekek mahalleri güvenlik açısından kayda değerdir. İlçede, kalenin yanında, Kanuni Sultan Süleyman tarafından inşa olunan 16. yüzyıl kervansarayı otele dönüştürülmüştür. Mükemmel alış veriş imkanıyla, en iyi kalite halılar, deri eşyalar ve hatıra eşyaları satınalınabilir. Gece, özellikle ana cadde üzerindeki lokanta, kafe, bar, diskoları bir eğlence atmosferi kaplar.
Temmuz ayında Çeşme'nin uluslararası şarkı yarışması, ilçeye heyecan ve şenlik katan dünyaca ünlü icracıları cezbeder. Bu bölgedeki termal hamamlar, Ilıca Körfezi'nde deniz suyuna karışan kıyıdaki doğal kaynakları, Çeşme'nin güneydoğusunda güzel koylar muhteşem bir manzara, rüzgar ve dalgalarla güvenlikte sakin gece demir atma imkanı sağlar. Kuşadası Körfezi, Ege sahilinin plaj, körfez ve koylarıyla güney ve güneydoğuya açılmaktadır.
Kuşadası Turban marinası, gemilere kışlama sağlayan Türkiye'nin en iyi donatılmış marinalarından biridir. Tüple dalmak çok popüler hale gelmiştir.Bar, caz klubü, disko ve kabareleri ile sahil boyunca ünlü bir gece hayatı vardır.
Kuşadası'nın güney kıyıları ile pamukkale arasında Priene, Milet, Didim, Afrodisias ve Pamukkale dahil çeşitli eski uygarlıkların önemli yerleşimler kurdukları Menderes Irmağı vadisi yer alır. Didim'deki Apollo Tapınağı antik çağların en kutsal yerlerinden biriydi. Arkeolojik mekandan uzak olmayan Altınkum Plajı tüm ziyaretçilerin yelken açma, yüzme ve rahatlama imkanı sunmaktadır.
Gökova Körfezi'ni kuzey sahilindeki Bodrum ilk "Mavi Seyahatçi" Cevat Şakir Kabaağaç yada "Halikarnas Balıkçısı'nın" memleketi idi. Tartışmasız Ege sahillerinin "en can alıcı noktasıdır." Bohem atmosferi ile çalkalanan şarkı söyleyen, dans eden ilçe Türkiye'nin artislerini, aydınlarını ve güzel hayat meraklılarını toplamaktadır.
Bodrum'da alış verişi zevk haline gelmiştir. Hatıra eşyaları her yeri doldurmuş, bazı sokaklarda yerel artistler, her şekle giren eserlerini satmak üzere bir araya gelmişlerdir. Bodrum Turban Marinası sevimli ve iyi donatılmış marinalarından biridir.
Demir atılacak yerlerden biri, güzel manzaralı Akbük'tür. Sedir Adası böcek kabuklarından kaynaşan kum ile plajın ve körfezin karşı yakasındaki Kıran Dağı'nın manzarasını ön plana çıkarmaktadır.
Marmaris Koyu sakin bir gölü andırmakta ve yatlara Çekek mekanı oluşturmaktadır. Eski Marmaris, Fizikos, Anadolu - Rodos - Mısır - ticaret yolu üzerinde önemli bir merhale idi. Çam ormanları Marmaris'i çevreleyen ormanları kaplamıştır; sahilde beyaz bir kum ve kaya çizgisi yeşili maviden ayırmaktadır. Sörf ve su kayağı yapanlar Marmaris'n koşullarında kaynaşmaktadırlar.
Deri ve süet eşyalar, bakır ve pirinç ürünleri mücevherat ve oniksten oyma eşyalar bulabilirsiniz. Türk halıları, tekstil ve iğne oyaları gayet iyi el sanatı ürünleri oluşturur ve mahalli ürün olarak çam kokulu bal şahanedir.
Türkiye'in en büyük ve iyi donanımlı marinalarından biri olan Marmaris Netsel Marina ile kışlama ve yat bakımı konusunda en iyilerinden Marmaris Albatros Marina, Marmaris' Ege kıyısında mavi seyahat başlangıç noktası haline getirmiştir.
Delikli Ada Ekincik'n güneydoğu kıyısı dışında yer almaktadır. Yatçılar adaya demir atıp Dalyan Deltası'ı daha küçük bir gemi ile gezerek, tarz değiştirmekten hoşlanmaktadırlar. Ağzındaki uzun, altın rengi, kumlu plajda delta, bir doğa koruma alanı ve deniz kaplumbağları (caretta caretta) ile mavi yengeçlerin sığınağıdır. Irmağın kavis yaptığı yerde, eski liman şehri Kaunos'n üzerindeki yamaç yüzünde, kayaya mezarlar oyulmuştur. Delikli Ada'ın güneydoğusunda Sarı Germe bulunur.
Göcek Körfezi, Akdeniz'n en iyi yatçılık merkezlerinden biridir. Adalarla çevrilmiş ve deniz manzarası Körfezin en güney ucundaki eski Arimeksa şehrinin kalıntıları, mavi suların uzantısında yer alır. Tersane Adası'ın karşısında, eski tersanelerinde bulunduğu Bizans harabeleri yer alır.
Tatil ilçesi Fethiye'in önemli bir marinası bulunmaktadır ve Adalarla kaynaşan güzel bir körfeze bakmaktadır. Eski binaların ön cephelerini örnek alan çok sayıda Likya kaya mezarı tepenin yüzüne oyulmuştur. Belceğiz Körfezi ile, sakin, kristal duruluğunda suyun yüzme ve diğer su sporları için ideal olduğu yer Ölü Deniz'dir. Gemiler Adası'da Bizans harabeleri çamlar arasına sıkışmıştır
Türk ve yabancı yatların uyması gerekenler;
Türk ve yabancı yatlar, Türk limanları arasında seyredeken 'at kayıt belgesinde'liman başkanının onayını almak zorundadırlar.
Yabancı limanlara hareket ederken veya dönerken, Türk ve yabancı yatların, gümrük, sağlık ve pasaport polisi yetkilileri nezdinde tüm işlemlerini tamamlamış olmaları gerekir.
Seyahat tamamlandığında yat sahibi veya kaptanların yat kayıt belgesinin yatta kalan suretini liman başkanına teslim etmeleri zorunludur.
Türkiye'e yatları ile birlikte giriş yapan yabancılar, yatlarını belgeli bir yat limanına veya yat çekek yerlerine iki yıla kadar bir süre için kışlama, bakım ve onarım amacı ile bırakarak başka bir vasıta ile Türkiye'en ayrılabilirler.
Bu halde yat limanı veya yat çekek müdüründen alacakları bir belge ile mahalli gümrük idaresine başvurdukları takdirde, gerekli işlem yapılır.
Bu suretle yat limanında veya yat çekek yerlerinde kışlayan en az iki yılda bir sahipleri tarafından kullanılan yatlar ayrıca bir izne gerek kalmaksızın beş yıla kadar Türkiye'e kalabilirler.
Beş yılın bitiminde bu süreyi uzatmaya Turizm Bakanlığı yetkilidir.
2000 yılında tüm dünyada kutlanacak olan ısa'nın doğumunun 2000. yılı etkinlikleri çerçevesinde, Türkiye'de "İnanç Turizmi" adı altında bazı faaliyetlerin gerçekleştirilmesi yönündeki çalışmalara, 1995 yılından itibaren başlanılmıştır. İnsanlık tarihinin üç büyük dini olan Müslümanlık, Hristiyanlık ve Musevilik, dünyanın en büyük uygarlıklarını barındıran Anadolu topraklarında olgunlaşmış ve etkileri tüm dünyaya yayılmıştır. İç büyük dinin günümüze kadar ulaşan eşsiz eserleriyle büyük bir potansiyel oluşturan ınanç Turizmi, ülkenin diğer tarihi kültürel zenginlikleri, doğal güzellikleriyle birleştirilerek Türkiye'nin tanıtımı amaçlanmaktadır.
2000 yılına kadar sürdürülecek etkinliklerin etapları olan ınanç Turizmi Tur 95, 96 ve 97 projeleri çok sayıda yabancı tur operatörleri, konu ile ilgili uzman kişiler ve basın mensuplarının katılımı ile başarılı bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Bunların yanısıra 2000 yılının, dini turizm de dahil olmak üzere Anadolu'nun eşsiz kültür zenginliğini dünyaya tanıtmak için önemli bir fırsat olduğunu düşünen Turizm Bakanlığı'nın girişimi sonucu, Başbakanlığın koordinasyonu ve ilgili kuruluşların katılımı ile "Anadolu 2000" adı altında devlet projesi niteliğinde bir proje gerçekleştirilmesi çalışmalarına başlanılmıştır. 2000 yılında Kudüs'e akın etmesi beklenen tahminen 50 milyon kadar Hristiyan'ın, Anadolu'daki Hristiyanlık dönemi eserlerine de büyük ilgi göstereceği tahmin edilmektedir. Nitekim ısa Peygamber'in Kudüs'te çarmıha gerilmesi ile havarilerin isa'nın yaşam biçimi ve öğretilerini yaymak için Anadolu'yu seçmeleri, Anadolu'da ilk Hristiyanlık merkezleri ve kiliselerinin oluşmasına neden olmuştur. Mevcut sayısız kilisenin yanında Anadolu'da Hristiyanlar tarafından kutsal kabul edilen bazı merkezler şunlardır:
Hristiyanlığın en önemli merkezlerindendir. Hristiyanlık, bu ismi ilk defa burada almıştır. Havarilerin tüm tanıtım seyahatlerinin rotaları burada hazırlanmıştır. St. Pierre'nin Antakya'ya geldiğinde ilk konuşmasını yaptığı St. Pierre Kilisesi ve Manastırı kentten 2 km. uzaklıkta Reyhanlı yolu üzerindedir. Reyhanlı ilçesinde bulunan "Kızlar Sarayı"nın 5.yüzyılda yapıldığı sanılır. ılk Hristiyanlık döneminde Kuzey Suriye'nin en önemli dinsel merkezi olup kilise, manastır ve bunlarla ilgili yapılardan oluşmaktadır. Yöreye "Rahibeler Manastırı" da denilmektedir. St. Barlohom Manastır Kilisesi ise antik Cossios (Keldağ) Dağı'nda, Yeditepe köyünün 3 km. güneybatısındadır. St. Barlohom adına yapılmış kilise iki nefli ve haç biçimi planlıdır.
St. Paulus'un doğum yeri olması nedeniyle Tarsus, Hristiyanlık'ın önemli kentlerinden biridir. St. Paulus'un öğrencilerinden olan Aya Thekla'nın ıkenion (Konya) ve Pisidya Antiokheiası'nda (Yalvaç) sürdürdüğü Hristiyanlığı yayma çabaları, yörenin diğer önemli dinsel merkezi olan Silifke'de sona ermiştir. Aya Thekla 5. yüzyıl Hristiyanlık dünyasının saygın kişilerindendir. Bu azize, Silifke'nin eski kent tanrıçası Athena'nın yerini almıştır. 1. yüzyılda azizenin sığındığı yeraltı mağarasının üzerine yapılan Thekla Bazilikası plan bakımından Suriye kiliseleriyle benzeşmektedir. Bazilikanın yaklaşık 150 m. kuzeyindeki kubbeli kilise, orta sofanın doğu bölümü üstündeki kubbesiyle dikkat çekmekte ve aynı zamanda bazilikanın kubbe ile birleştiğini göstermektedir. Kilise ayrıca, sonraki yıllarda İstanbul'daki Ayasofya'da doruk noktasına ulaşan; kubbenin orta sofanın tam merkezine konularak diğer bölümlerin bu merkeze göre düzenlenmesi tekniğinin ilk aşamasını göstermesi bakımından büyük bir öneme sahip bulunmaktadır.
Yöredeki diğer Hristiyanlık merkezlerinden biri de Alahan Manastırı yapılar topluluğudur. Kayalara oyulmuş keşiş manastırları buranın başlangıçta bir inziva merkezi olduğunu göstermektedir. Mağaraların yakınında ise ilginç süslemeleri ile dikkat çeken büyük bir bazilika bulunmaktadır. Bazilikanın kapı süslemelerindeki kabartmalarda Cebrail ve Mikail oldukları kabul edilen iki meleğin bir takım simgesel yaratıkları ezdikleri görülür. Bunların Anadolu'nun çok tanrılı inançlarındaki kutsal varlıkların simgeleri olabileceği ileri sürülmektedir.
Dünyanın ilk yedi kilisesinin ilki olan ve Hristiyanlığın yayılışının odak noktası olarak görülen Efes, Meryem Ana'nın son günlerini geçirdiği ve öldüğü yer olarak kabul edilmektedir. Nitekim ısa'nın 12 havarisinden biri olan St. Jean, İsa'nın ölümünden sonra Meryem'i de yanına alarak Batı Anadolu'ya gelmiş (M.S. 42-4icon_cool.gif ve dönemin en büyük kentlerinden olan Efes'e yerleşmiştir. Meryem'in Efes'te yaşadığı sanılan ev, Hristiyanlığın kutsal merkezlerinden biri olup, ziyaret yeri olarak önemini günümüzde de sürdürmektedir.
M.S. 53-56 tarihlerinde St. Paul de kente gelmiş ve kaldığı süre içerisinde yörede Hristiyanlığın yayılması için çalışmalar yapmıştır. Bu çalışmalar sonucu ise Efesos (Selçuk), Symrna (ızmir), Pergamon (Bergama), Sardes (Sart), Philedephia (Alaşehir), Laodikeio (Denizli) ve Tyateiro'da (Akhisar) Hristiyanlığın ilk yedi kilisesi oluşmuştur. Ayrıca M.S. 435'te Hristiyanlığın III. Konsülü Efes Meryem Ana Bazilikası'nda toplanmış ve ısa ile Meryem'in tanrısal nitelikleri tartışılmıştır.
Hristiyanlık tarihine yön veren iki önemli konsül M.S. 325 ve 381 tarihlerinde İznik'te toplanmıştır. M.S. 325 tarihinde Roma ımparatoru Konstantinus tarafından Hristiyanlar arasındaki ayrılıkları gidermek için toplanan İznik Konsülü Roma İmparatorluğu'nun resmen Hristiyanlaşması açısından ilk önemli adım olmuştur. M.S. 381 yılında ikinci kez toplanan İznik Konsülü ile de Ortodoksluk Doğu Roma'nın resmi dini olarak kabul edilmiştir.
Dünyanın dört büyük Ortodoks merkezlerinden biri olan ıstanbul'da V. Konsül toplantısı yapılmıştır. Ayrıca tüm devirlerin en görkemli yapıtı olan Ayasofya da bu kentte bulunmaktadır.
Erken Hristiyanların kayaları oyarak yaşadıkları yeraltı kentlerinin, kilise ve manastırlarının bulunduğu Kapadokya bölgesi, bugün aynı zamanda ilginç yeryüzü şekilleri ve peribacaları ile de tanınmaktadır.
M.S. 4. yüzyılda yaşayan ve hümanist fikirleriyle tanınan ünlü Noel Baba'nın (St. Nicholas) yaşadığı ve piskopos olduğu yerdir. Her yıl Aralık ayında düzenlenen Noel Baba Törenleri; noel tatillerini bu antik Likya şehrinin sıcak kumsallarında geçiren çok sayıda turisti biraraya getirmektedir.
İncil'de adı geçen ve Aziz Paul'ün ziyaret ettiği yerler arasındadır. Ayrıca eşsiz güzellikteki doğası, modern otelleri, spor etkinlikleri, yat limanları ve çok sayıda kamping alanları ile ülkenin en önemli turizm merkezidir.
Hristiyanlığın yayılmasında önemli bir rol oynamıştır. Aziz Paul'ün ziyaret ettiği yerler arasındadır.
Tarihi 9000 yıl öncesine dayanan Şanlıurfa; Müslümanlığın, Museviliğin ve Hristiyanlığın genetik olarak büyükbabası olan Hz. İbrahim'in doğduğu, Hz. Eyyüb'ün yaşadığı ve Hz. İsa'nın kutsadığı ülkenin önemli bir inanç merkezidir.
Kutsal kitaplarda adı geçen Harran, İnanç Turizmi'nin Türkiye'deki odak noktalarından biridir. Kutsal kitaplarda yazılanlara göre ıbrahim Peygamber, Şanlıurfa'dan güneye doğru göç ederken Harran'da konaklamıştır. İbrahim peygamberin babası Terah burada ölmüştür. Ayrıca Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed'i oluşturacak olan genetik ürünlerin temelleri de Harran'da atılmıştır.
Sanat Turizmi
Şehir turları
İSTANBUL: Topkapı Sarayı, Ayasofya Müzesi, Sultan Ahmet Cami, Yerebatan Sarayı, Kapalı Çarşı ve çok sayıda diğer saray, cami ve müzeler. Topkapı sarayı hazineleri ve Kapalı çarşı (yarım gün). Boğaz, Asya yakasındaki çam ormanları ve Çamlıca tepesini ve Beylerbeyi Sarayı Süleymaniye Cami, Sultanahmet Cami, Roma hipodromu, Topkapı Sarayı ve Kapalı Çarşı.
ANKARA
Kale, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Etnoğrafya Müzesi, Resim ve Heykel Müzesi, Ogüst Tapınağı, Roma Hamamları, Atatürk'ün Mozalesi, Bakırcılar Çarşısı. Frigya Mezarı, Kral Midas'ın Tepesi, Müze Midas Şehri ve kaya oymaları, Hattuşaş'a tam gün gezi. Boğazkale, Hitit Şehri, Kral Kapısı, Fırtına Tanrısı Mabed, Yazılıkaya.
ANTALYA
Arkeoloji Müzesi, Hadrian Kapısı, eski liman, Düden Şelaleleri, Kesik Minare, Yiyli Minare, Aspendos, Perge, Side, Termesos ve Faselis. Aspendos, Perge, Düden ve Kurşunlu Şelaleleri, Antalya Arkeoloji Müzesi, Alarahan, Damlataş Mağarası, Alanya Kalesi, Kızılkule, Ulaş Park, Manavgat Şelaleleri, Köprülü Kanyon Ulusal Parkı, ve Selge, Manavgat Irmağında gemi gezileri. Eski Kentler: Perge, Aspendos ve Side.
Alanya Müze, Selçuk Kalesi, Kızılkule ve kısa bir gemi turu. Termesos ve Düden Şelaleleri
KEMER
Faselis, Olimpos, Kale, Kekova, Kalkan, Termasos, Bey Dağları, Perge, Aspendos, Side, Alanya, Manavgat, ve Düden Şelaleleri. Olimpos ya da Faselis' gemi turu. Kale(Noel Baba Müzesi ) Kekova, Perge, Aspendos, Side, Düden, ve Manavgat Şelaleleri. Termasos, Pamukkale, Kapadokya, Saferi Turu.
BURSA
Çekirge (Atatürk Köşkü, Termal Hamamlar, Karagöz Anıtı, Kültür Park, Arkeoloji Müzesi) Tophane (Osmangazi ve Orhangazi Türbeleri, eski Türk evleri ve kahvehaneleri) Muradiye (Osmanlı Evi Müzesi, Muradiye Külliyesi.);Koza Meydanı ve Çevresi ( Ulu Cami, Orhan Cami, Kapalı Çarşı, Eski Hanlar, Yeşil Türbe ve Cami, Türk ve İslam Sanatları Müzesi).
ULUDAĞ
Yazın piknik yeri, Kışın Kayak merkezi. Mudanya, Gemlik, Kumla.
İZNİK
İznik Gölü, Ayasofya Cami, Yeraltı Mezar Odaları, Şehir Surları, Eski Tiyatro, Arkooloji Müzesi ve Kervansaray.
İZMİR
Arkeoloji Müzesi, Etnoğrafya Müzesi, Atatürk Müzesi, Selçuk Yaşar Sanat Müzesi, Kadifekale, Agora, Şirinyer ve Yeşildere Kemerleri, Selçuk ve Osmanlı Devri Camileri.
Eski ilk Hıristiyan Uygarlığı Efes ve Hz., Meryem'in Evi, Klasik Kentler (Tam gün)
BERGAMA
Eski uygarlık ve Doğal Harikalar , Pamukkale, Hierapolis ve Afrodisyas. Eski Osmanlı Mimarisi ve Klasik Arkeoloji, Manisa Cami Külliyeleri ve Arkeoloji Müzesi.
ÇEŞME
Hisar, Kervansaray, eski şehir ve evler, Ilıca, Boyalık Koyu, Dalyan, Şifne, Paşa Liman, Çiftlikköy; Pırlanta Plajı ve Altınkum Plajı, Ildırı, Alaçatı.
KUŞADASI
Efes, Meryem Ana Evi. Priene, Milet, Didim. Pamukkale, Hierapolis ve Afrodisyas. Bodrum, Çamiçi (Bafa) Gölü. Bodrum Gemi Turu Yarımada
GÖREME
Göreme Açık Hava Müzesi, ünlü kiliseler, (Elmalı Kilise, Yılanlı Kilise, St. Barbara Kilisesi, Çarıklı Kilise, Tokalı Kilise, Kavanlık Kilise), Kaymaklı, Mazı, Derinkuyu ve Özkonak yeraltı şehirleri.
MARMARİS
Kale, Kaunos, Datça, Knıdos, Prıene, Milet, Didim. Gökova Körfezine Gemi Gezisi.Datça, Knıdos.Köyceğiz, Dalyan, Kaunos."Mavi Gezi" (2-7 gün).
BODRUM
St. Peter Kalesi, Su Altı Arkeoloji Müzesi, Mozole, Anfi Tiyatro, civardaki plaj ve köyler.
Mavi Yolculuk kruvazyeri, Kara Ada'ya gemi gezisi, yakındaki plaj ve balıkçı köylerine gezi. Kos Adası'na gemi turu.
FETHİYE: Arkeoloji Müzesi, Likya kaya mezarları, Kayakoy, Kadianda, Pınara, Tlos, Letoon, Xanthos, Patara, Kaunos, Didim, Ölüdeniz, Gemili Adası, Çalı Plajı, Oniki Ada, Günlük, Katrancı, Göcek, Saklıkent. Saklıkent Kanyonu. Ölüdeniz ve civarı, Gemili Adası. Tlos, Patara.Xanthos, Letoon, Kayaköy.
MERSİN: Yumuktepe, Adana, Tarsus (Kleopatra Kapısı), Viranşehir (Pompeipolis), Silifke, Kanlıdivane (Kanitelis), Kızkalesi (Korikos), Cennet, Cehhenem ve Narlıkuyu Mağaraları, Uzuncaburç (Diocaesarea). Arkeoloji Müzesi, Seyhan Baraj Gölü, Tarsus Tarihi Köprüsü. Kleopatra Kapısı, St Paul sarnıcı, eski evler, Tarsus Şelelesi. Pompeipolis, Kanyelis, Korikos, Narlıkuyu, Silifke, Uzuncaburç (Diocaesarea), Meryemlik, Taşucu, Antakya, Mozaik Müzesi, St Peter'n ini.
Şenlikler
Haziran - Temmuz: Uluslararası Sanat ve Kültür Festivali
Nisan: Uluslararası Film Festivali
ANKARA
Nisan: Uluslararası Sanat ve Müzik Festivali.
23 Nisan: Uluslararası Çocuk Şenliği
ANTALYA
Ekim: Uluslararası Film Festivali
KEMER
Nisan: Kemer- Girne uluslararası Yat Rallisi.
Ekim: Kemer Karnavalı
İZMİR
Nisan (28-30) Efes Tiyatro ve Folklor Festivali.
Haziran -Temmuz: Çeşme Uluslararası Şarkı Festivali, Uluslararası Sanat Festivali.
Temmuz - Ağustos: Foça Folklor ve Spor Festivali.
Ağustos - Eylül: Uluslararası Ticaret Fuarı.
ÇEŞME
Temmuz: Yıllık Uluslararası Şarkı Yarışması, Çakabey Yat Yarışları.
Eylül: Uluslararası Optımıst Yarışları.
KUŞADASI
Mehmet Paşa Kervansaray'ı, Güvercinada, Dilek Ulusal Parkı, Priene, Afrodisyas, Pamukkale, Çamiçi (Bafa) Gölü, Herakleya, Bodrum, Samos.
MARMARİS: Mayıs: Yat Acentaları Haftası
Kasım: Uluslararası Yat Kupası Regettası
BODRUM: Eylül: Bodrum Sanat ve Kültür Haftası
Ekim: Bodrum Kupası (Gulet Yat Yarısı)
MERSİN: Eylül / Ekim: Uluslararası Mersin Fewstival ve Fuarı.
ÜRGÜP-GÖREME: Ekim: Uluslararası Ürgüp Şarap Festivali.
Termal Turizm: Çağlardan beri bilinen doğal sağlık tedavisi, kaplıca tedavisi, Türkiye'deki termal merkezlerden sağlanabilir. Osmanlı Hamamları, Bursa'nın Çekirge semtindeki Hotel Kervansaray içinde faaliyetini sürdürmektedir. Bu termal kaynaklar romatizma hastalıklarına, hepatit ve kan hastalıklarına, metabolik bozukluklara, doğum hastalıklarına ve ameliyat sonrası sorunlara iyi gelmektedir.
Yalova termal kaynakları Yalova şehrinin 11 km. güneybatısında yer almaktadır.Yalova termal kaynakları romatizma, sindirim hastalıkları, nörolojik ve ürolojik bozukluklar ve metabolizma bozukluklarında tedavi özellikleriyle ün yapmışlardır.
Balçova termal kaynakları, Agamemnon Hamamları mevkiinde yer almaktadır. Balçova Ege'deki İzmir limanının batısında yer almaktadır. Bu termal kaynaklar, romatizma, sindirim hastalıkları, yaralanma, ameliyat sonrası sorunlara, kireçlenme ve metobolizma bozukluklarına tavsiye edilmektedir.
Çeşme'de çok sayıda termal kaynak bulunmaktadır. İzmir'in 70 km. batısında Ege kıyısında yer alan tatil yöresinde, şifalı sular ısıtılarak, romatizma, deri ve doğum hastalıkları tedavisinde kullanılmaktadır.
Pamukkale'de tabiat gözalan güzellikte bir manzara oluşturdu. Toprak altında çok derine yerleşik bir yeraltı kaynağı, binlerce yıldır termal mineral yoğunlukta su akıtmaktadır. Romatizma, deri ve doğum hastalıkları, sinirsel ve fiziksel yorgunluk, sindirim hastalıkları ve hazım bozukluklarında tavsiye edilmektedir.
Köyceğiz Gölü doğal termal kaynakları ve çamur banyoları ile ünlüdür. Göl daralıp Akdeniz'de, Caretta Caretta deniz kaplumbağalarının üreme alanı olan plajlarından birine sularını boşaltan Dalyan Nehri'ne kanal oluşturur. Köyceğiz Gölü ile Rıza Çavuş termal banyoları, romatizma, deri ve doğum hastalıkları, asabi ve fiziksel yorgunluğun tedavisinde yararı olmaktadır.Tedavi, vücudu bir çamur tabakasıyla örtmek ve daha sonra termal mineral suyuna girmek şeklindedir.
Ömerterler kaplıcası termal kaynakları romatizma, deri sorunları, mide ve bağırsak bozuklukları, doğum, üroloji ve metabolizma sorunlarına da yararlı olmaktadır.
Sivas- Kangal (Balıklıçermik)Termal Kaynakları Sivas'a Kangal ilçesi yoluyla 85 km. ve kangalın merkezine 15 km. mesafededir. Karbondioksit gazının mevcudiyeti deri hastalıkları, romatizma ve sinirsel bozuklukların tedavisinde önem taşımaktadır. Suda mevcut balıklar, sadece temizleme işlevi mahiyetinde hastalıklı alanı emmektedirler. Türkiye'de birçok doktor ve klinik, hastalarına Kangal termal sularını tedavi amacıyla tavsiye etmektedir.
Kış Turizmi: İnsanların çevreyle ilgisi giderek artan bir duyarlılığa dönüşmektedir. Çevre insanlara, günlük yaşantılarını sürdürdükleri yerden farklı bir ortam ve olumlu bir çelişki sunabildiği ölçüde çekiciliğini koruyabilmektedir. Bu yüzden turistlerin tatil anlayışı ve beklentilerinde de değişmeler olmuş, ana unsurunu insanların oluşturduğu turizm, geçmişteki basit tanımının, yani seyahat ve konaklamanın çok dışına taşmış, uygarlık kavramı içinde akla gelebilecek pek çok çağdaşlık anlamının karşılıklı tamamlayıcı niteliklerini içeren yepyeni bir kimliğe bürünmüştür. Bireysellik, yani turistin özellikle kendisine hazırlanmış bir ürünün sunulduğunu görme arzusu, ön plana geçmeye başlamıştır. Bu bağlamda konulu seyahatler kişilere geniş seçim olanağı tanıyan çok alternatifli ürün tipleri ve çeşitlilik önem kazanmıştır.
Bir milyon yatak kapasitesine sahip olma aşamasına gelen Türkiye'e, turizm hareketlerinin Ege ve Batı Akdeniz kıyısında yoğunlaştığı bilinmektedir. Turizm Bakanlığı değişen turizm tercihlerine cevap verebilmek ve turizmin dengeli dağılımını sağlamak, turizmin çeşitlendirilmesi ve kullanılmaya potansiyeli hizmete sunmak amacıyla çalışmalar yapmaktadır.
Yeni turizm politikaları uyarınca, turizm yatırımlarının yoğunlaştığı kıyı yöreleri dışında özellikle İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Karadeniz Bölgelerinde varolan turizm olanaklarının değerlendirilmesi ve bu yörelerin ekonomisine turizm yoluyla katkıda bulunulması amaçlanmaktadır.
Bakanlıkça bu amaçla bölgesel turizm alanlarının rehabilitasyonu üzerinde program çalışmaları yapılmaktadır. Bu çalışmada, rehabilitasyonu öncelikli olan kuşakların tespit edilerek oluşturulacak yeni turizm politikasının temel ilkelerinden hareket eden Pazar oryantasyonlu dinamik dönüşüm planları ile turizm alanlarının çeşitlendirilmesi ve yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır. Bu çalışma içinde yer alan en önemli projelerden biri de Türkiye'eki dağ ve kış turizmi olanaklarının turizmde değerlendirilmesidir.
Gerçekten de Türkiye'e, dağ ve kış turizmi bakımından zengin kaynaklara sahiptir. Bu kaynakların iç ve dış turizme yönelik olarak değerlendirilmesi amacıyla Bakanlar Kurulu Turizm Teşvik Kanunu'a dayanarak 12 adet kış sporları merkezini Turizm Merkezi olarak ilan etmiştir. Turizm Merkezi ilan edilen kış sporları merkezlerinin planlı gelişmesi hadeflenmekte ve planlarda koruma 'kullanma dengesi gözetilmektedir. Yapılan genel uygulama merkezlerin öncelikli olarak çevre düzeni planlarının yapılması ve onaylanmasıdır.
Turizm Bakanlığı kış sporları merkezlerinin her yönü ile uluslararası standarda kavuşmasının sağlanması, özellikle dış turizm içerisindeki payının artırılması ve kitle turizmi niteliğine yöneltilmesini hedeflemektedir.
Yalnızca bugün Türkiye'e 100 bin dolayında insan kış sporları ve kış turizmiyle ilgilenmektedir. Gelecek 5 '10 yıl içinde Türkiye'e İstanbul 'Bursa 'Uludağ, İstanbul 'Erzurum 'Palandöken 'Sarıkamış, Antalya 'Saklıkent, Alanya 'Akdağ yörelerinde dış pazara yönelik bir kış turizmi hareketliliği beklenmektedir.
Turizm Bakanlığı'ca bu amaçla ilan edilen 12 Turizm Merkezi'de alt yapı uygulamaları ve çevre bağlantıları kapsamında çalışmalar sürdürülmektedir. Bakanlığın Turizm Merkezi ilan edilen kış turizmi merkezlerinde koruma dengesi gözetilerek planlı şekilde sürdürülen çalışmalar Türkiye'i Avrupalı kayak severlerin ve yatırımcıların gözdesi haline getirmektedir.
Bakanlıkça turizmi çeşitlendirme hedefi doğrultusunda gerçekleştirilen alt yapı, çevre, tanıtım ve yatırım faaliyetleri özellikle Orta ve Doğu Anadolu'a Palandöken, Erciyes, Sarıkamış gibi kış ve dağ turizmi merkezlerinde yoğunluk kazanmaktadır.
Bu çalışmalar sonucunda Palandöken kış turizmi alanında geleneksel kayak merkezi Uludağ'n en büyük rakibi durumuna gelmiştir. Erciyes'eki konaklama tesislerinin doluluk oranı da yüzde yüze yaklaşmıştır. Sekiz ay süren sezonu ve kayak için ideal doğal özellikleriyle Plandöken ve Erciyes'e yatırımlar artarken, Sarıkamış da geleceğin kayak merkezi olmaya aday olmuştur.
Geçtiğimiz yıl içinde Türkiye'in Uludağ'an sonra ikinci eğlence ve kayak merkezi durumuna gelen Palandöken' gelen turist sayısı giderek artarken, bölge yatırımcılarında büyük ilgi odağı haline gelmiştir. Kayak için en uygun olan kristal karın 6 ay süreyle yerde kaldığı Sarıkamış ise, çam ormanları içindeki kayak pistiyle kış turizminin vazgeçilmez bir merkezi olmaya hazırlanırken, yöreye gereken destek verilmektedir. Bakanlıkça geçtiğimiz yıl yörede tahsise çıkarılan araziler, yatırımcılara yerinde tanıtılmış ve imar planında öngörülen alt yapı işlemleri tamamlanan parsellere yatırımcılar büyük ilgi göstermiştir. Yine bakanlıkça Sarıkamış 'Sarıçam kayak tesislerinin birinci etabı ve günübirlik tesisler hizmete sokulmuştur.
Türkiye'in en büyük kış turizmi merkezi olan Uludağ'a da mevcut kayak merkezine alternatif olarak Turizm merkezi ilan edilen ikinci gelişim bölgesinde bakanlığın tahsise çıkardığı araziler de yatırımcıların büyük ilgisiyle karşılaşmıştır.
Bakanlıkça kış turizmine yönelik yürütülen çalışmalar kapsamında Bayburt Kop Dağı kayak merkezinin planlama çalışmaları da tamamlanmış altyapı çalışması aşamasına geçilmiştir. Buradaki merkez yayla turizmine de hizmet edecek şekilde düşünülmektedir.
Bütün bu çalışmalarla, bugün Türkiye de bulunan 7.500 kış turizmi yatak kapasitesinin artırılarak 25 bin düzeyine çıkarılması ve turizmin bu yörelere kaydırılması planlanmaktadır. Turizmde aşama yapmış Fransa ve İtalya gibi Akdeniz ülkeleri ile Avusturya örnek alındığında dağ ve kış turizmine hizmet veren yatak sayısı toplamının genel yatak sayısı içinde 1/2 ile 1/4 oranında yer tuttuğu görülmektedir. Türkiye için ise bu oranın önümüzdeki 5 yıllık dönemde 1/10 düzeyinde olması planlanmaktadır.
YAYLA TURİZMİ: Turizm sektörü, dünyada ve ülkemizde doğa, özgü kimlik ve aktif tatil arayışının giderek arttığı yeni bir süreç içine girmiştir. Ülkemiz sahip olduğu çok zengin doğal değerler ile doğa sporlarına yönelik büyük bir potansiyelide bünyesinde barındırmaktadır. Ülkemiz koşulları bakımından günümüzde en zengin olanakları sunan "Yayla Turizmi" öncelikle ele alınmış ve 1990 dan başlayarak, özel bir proje çerçevesinde bu türün geliştirilmesine yönelik araştırma planlama ve altyapı ihtiyaçlarının karşılanmasına hız verilmiştir. Amaç, yaylalarımızın koruma-kullanma dengesi içerisinde turizm amaçlı değerlendirilmesidir.
Karadeniz Bölgesi, Akdeniz Bölgesi, Orta Anadolu bölgelerinde bulunan yaylalarda turizm potansiyeli araştırmaları yapılmış olup, çoğunluğu Karadeniz Bölgesinde bulunan 23 yayla turizm merkezi ilan edilmiştir.
BOTANİK (BİTKİ İNCELEME) TURİZMİ: Türkiye'de topoğrafya ve iklim çok değiştiğinden, bitkiler ve çiçeklerde öyle değişir. Karadeniz Bölgesi çay yaprağı ağaçları ve kozalak ormanları Türkiye'de bulunmuş olan elmalar, incirler,çilekler ile tanınmıştır. Değişik iklim kuşullarının yaşandığı Türkiye'e değişik bitki türleri bulunmaktadır. Bu açıdan botanikle ilgilenen turistler için oldukça cazip bir ülkedir.
Turizm Amaçlı Sportif Faaliyetler
SUALTI DALIŞ TURİZMİ
Türkiye'e turizm amaçlı yapılan sualtı dalma sporu ancak yasaklı olmayan alanlarda ve uygun donanımla müsade edilmektedir. Yabancı dalıcılar ise özel koşulları hakkında resmi belgelere sahip olmaları halinde belgeli bir Türk rehber ile dalış yapmak zorundadırlar.
Uygun donanımla dalma sınırı, 30 metredir. Eğitsel amaçla bu sınır 42 metreye çıkarılmıştır. 30 metreyi geçen dalışlar uygun dalış ve tıp donanımıyla yapılmalıdır. Türk arkeoloji ve kültür değerlerini korumak üzere, Türk eski eserleri ve doğal numuneleri sınır dışına taşımak kesin şekilde yasaktır.
AV TURİZMİ
Ülkemiz, çoğrafi yapısı, bitki örtüsü ve av kaynakları açısından bir potansiyele sahip olmasına karşın, tüm dünyada önemli gelişmeler kaydetmiş, nerdeyse bir sanayi haline gelmiş ve av turizminden yeterli pay alamamaktadır. Bunun en önemli nedeni olarak, av hayvanlarımızın bu gün için belirli türler dışında av turizmine sunulabilecek sayısal zenginliğe ulaşmamış olması gösterilmektedir.